Haziran ayındaki kongreden bu yana 8 ay geçti. Geride kalan süreçte, gözümüze çarpan hem kurumsal, hem de sportif ciddi hatalara karşın sabrımızı koruduk, Bursaspor menfaatleri için ağzımızdan çıkacak her cümleyi ölçüp tartarak kurduk. Yeni dedik, süre gerek dedik ancak bu sürenin Beşiktaş yenilgisi ile beraber sonuna gelinmiştir.
Kuruluş felsefesi ve camianın niteliği gereği her maça kazanmak için çıkmak zorunluluğu bulunan, sahaya baktığımızda bize kazanma inancını aşılamakla sorumlu olan Bursaspor'dan bugün eser kalmadığını görmeye daha fazla tahammülümüz kalmadı. Bu kadarı fazla!
Hatalarını kabul etmeyen, oyuncuları takıma küstüren, takımdaki adalet duygusunu ortadan kaldıran, Bursaspor taraftarının futbol bilgisi ve futbola bakışının farkında olmayan ve sahada Bursaspor'un büyüklüğüne yakışır futbol oynatmak gibi bir derdi olmayan Daum'uyla, profesyonel(!) ve kurumsal anlayışını her demeci ve icraatıyla ortaya koyan Erkan Körüstan ve yönetimi bugün itibariyle Bursaspor camiasındaki herkesi birbirine düşürmüştür ve yaşanılan kaosun baş aktörü olarak bir karar vermek zorundadır.
Tüm eleştiri ve tepkilere kayıtsız kalarak; Barışıcı'yı duayen, Tuncay'ı ağabey, Batalla'yı hain, Kazım'ı yıldız, taraftarı besleme ve kan emici ilan eden, her fırsatta Daum'a sonsuz kredi açan Başkan Erkan Körüstan'a olan iyi niyetli bakışımızın daha fazla suistimal edilmesine izin vermeyeceğiz.
Bu andan itibaren bugüne dek yok sayılan bizleri ciddiye almayan herkese açıkça ifade ediyoruz;
"Ya bu deveyi güdersiniz, ya bu diyardan gidersiniz"
TEKSAS