Yolu Porto'dan geçen her yetenekli futbolcu gibi büyük beklentilerle Avrupa'nın zirvesine doğru yol alacağı düşünülen oyunculardan biri olan Fernando Belluschi'nin yolu dönüp dolaşıp Türkiye'ye düştü. Yunanistan'da başladığı Avrupa kariyerinde Portekiz ve İtalya deneyimleri de yaşayan Arjantinli, bir başka Akdeniz ülkesi olan Türkiye'ye geldi ve Bursaspor'un muhtemel Avrupa Ligi macerası öncesi takıma katıldı. Belluschi artık 28 yaşında, önemli bir kariyere ve tecrübeye sahip ve Türkiye Ligi'nde ilgiyi üzerine toplayacak oyunculardan olacağı şimdiden kesin.

Devler onun için kapıştı

Kariyerine Newell's Old Boys'ta başladıktan sonra 19 yaşında profesyonelliğe adım atan Belluschi, kısa süre içinde yeteneklerini sergilemeye başladı ve dikkatleri üzerine çekmesini bildi. America Gallego yönetiminde 2004 Clasura şampiyonluğu yaşadıktan sonra haklarının %50'si Boca Juniors tarafından alınan Belluschi'nin bir sonraki durağının Buenos Aires olacağı kesindi ama giyeceği formanın rengi sarı-lacivert değil kırmızı-beyaz olacaktı.

2005'ten itibaren River Plate'in ciddi şekilde ilgilenmeye başladığı Fernando Belluschi için Arjantin içi transfer piyasasının üzerinde bir teklifle Newell's Old Boys'un kapısını çalan River, futbolcuyu oynatmasını sağlayacak federatif hakların %100'ünü, ekonomik hakların ise %80'i karşılığında 5 milyon dolar önerdi. O dönem oyuncunun menajerliğini yapan Alberto Meo, oyuncunun Boca'da oynama zorunluluğu bulunmadığını ifade ederek teklifi kabul ettiklerini açıkladı ve transfer gerçekleşti.

23 yaşında River Plate gibi ülkenin en gözde takımlarından birine geçtikten sonra performansını daha da arttırmayı başaran Fernando Belluschi, daha sonra Real Madrid'e transfer olacak Gonzalo Higuain ile sıkı bir uyum yakaladı. Özellikle sağ kanatta gösterdiği gelişim ve yaratıcı gücüyle kısa sürede taraftarın ve doğal olarak Avrupa kulüplerinin ilgisini toplayan Belluschi, 2006 Apertura şampiyonluğunda da gol ve asistleriyle pay sahibi oldu. 'El cabezon' yani Koca Kafa lakabıyla anılan Arjantinli, takımın ağır topu Marcello Gallardo'nun 2007 başında PSG'ye transfer olup Avrupa'ya geçmesiyle takım kaptanlığına kadar yükseldi. O dönem hocalığını yapan Daniel Alberto Passarella'nın yeteneklerinin 40 milyon dolar edebileceğini söylediği Belluschi, hâlâ yakın tarihte River Plate formasını giyen en yetenekli oyuncular arasına anılır. Buna karşın Arjantinlinin bir sonraki durağı hemen herkes için sürprizdi: Yunanistan.

Arjantinapulos!

2007 başında sürpriz bir hamleyle Fernando Belluschi'yi 6.5 milyon avro bonservis bedeli transfer eden Olympiakos, Arjantinliler furyasının belki de en ses getiren ismini kadrosuna katmıştı. Cristian Ledesma, Luciano Galletti, Rodrigo Archubi ve yolu Bursaspor'a düşen bir başka Arjantinli Leonel Nunez'le birlikte 'Arjantinliler grubunu' oluşturan Belluschi, ne var ki Yunan ekibinde pek aradığını bulamadı. Şubay 2007'de Şampiyonlar Ligi 2.turunda Chelsea'yle karşılaşan Yunan devi istediğini bulamazken, Belluschi ilk sınavında çok da verimli olamadı.

Ertesi sezon Şampiyonlar Ligi elemesinde Anorthosis'e boyun eğip UEFA Kupası'nın yolunu tutan Olympiakos'ta Belluschi Galatasaray'a da karşı da forma giymiş, sarı-kırmızılıların domine ettiği maçta yeteneklerini sergilemekten uzak kalmıştı. Grubu 6 puanla Metalist ve Galatasaray'ın arkasında üçüncü kapatan Yunan ekibi de son 32'de St.Ettiene'e elenerek Avrupa'ya erken veda etmişti. Bonservis bedelinin ve yüksek beklentileri karşılayamamanın da etkisiyle yoğun eleştirilere maruz kalan Arjantinli oyuncuya belki de hayatının fırsatı ise tam bu noktada geldi. Belluschi'ye yaptığı yatırımın karşılığını bulamayan Olympiakos da onu elden çıkarmaya sıcak bakarken cazip teklifi yapan Portekiz devi Porto'ydu.

Lucho'yla gelen Lucho'yla gider

2008/09 sezonunda Liga Sagres, Portekiz Kupası ve Süper Kupa üçlemesi yapan, Şampiyonlar Ligi çeyrek finali görmüş olan Porto, her zamanki gibi rüştünü ispatlamış 'başarı garantili' futbolcularını şişkin ücretlere pazarlamaya başlamıştı. Sadece 6 ay önce aldığı Aly Cissokho ve Lisandro Lopez'i toplam 40 milyon avroya Lyon'a, Lucho Gonzalez'i ise 19 milyon avroya Marseille'ye yolladılar. O dönem takımda kaptanlık yapan Lucho'nun ikamesi olarak ise Fernando Belluschi'yi görüyorlardı ve bonservisinin yarısı için Olympiakos'a 5 milyon avro ödeyerek kadrolarına kattılar. Bonservisinin kalan kısmını ise transfere aracı olan Pini Zahavi aldı.

Kariyeri boyunca genelde sağ kanatta takımın yaratıcı oyuncusu olarak görev yapan, zaman zaman forvet arkasında da forma şansı bulan Belluschi için Porto'da kendine bir görev tanımı yaratması kolay olmadı. Yine sağ tarafta görev yapsa da Porto'nun klasik 4-3-3'ünde merkez orta saha görevleri de edinen Belluschi sağ iç oynamaya başladı. Ancak oyun görüşü ve tekniği onun Lucho Gonzalez'in organizatör ve lider kimliğinin yarattığı boşluğu doldurması için yeterli olmadı. Oyunu değiştirebilecek becerilere sahip olsa da bunu bir istikrara dönüştüremeyen Arjantinli, Porto'nun hem ezeli rakibi Benfica'ya şampiyonluğu kaptırıp Braga'nın arkasında üçüncü olduğu, hem de Şampiyonlar Ligi'nde son 16 ötesine geçemeyip 5-0'lık feci Arsenal mağlubiyetiyle Avrupa'ya veda ettiği sezonla gözden düştü.

Kadrosunda yeni bir yapılanmaya giden ve Joao Moutinho'nun gelişiyle takımda süre bulan bir oyuncu olmasına karşın ağırlığını yitiren yetenekli oyuncu, Andre Villas-Boas'ın namağlup şampiyonluk ve UEFA Avrupa Ligi ile taçlandırdığı sezonun ardından Chelsea'ye gitmesiyle yaşanan değişimde kendine yer açamadı. Teknik direktör Vitor Pereira'nın yeni yapılanmasında Moutinho, Defour, Reges gibi oyunculara hem sorumluluk hem dakika açısından ağırlık vermesiyle forma savaşında arka plana düşen Belluschi'ye son darbeyi indiren ise Lucho Gonzalez'in transferi oldu.

Zaten geçen sezon çok iyi bir ilk yarı çıkaramayan ve liderliği Benfica'ya kaptıran Porto, 2.5 sene önce Marseille'ye geçen Lucho Gonzalez'i yaşadığı sorunlar sebebiyle çok daha uygun bir fiyata alınca Arjantinliyi rotasyonun dışına itti ve onu Genoa'ya kiraladı. Satış opsiyonuyla birlikte vatandaşlığının da bulunduğu Serie A'ya 28 yaşında adım atan Belluschi, 6 ay boyunca çoğunlukla kendisine uygun denilebilecek forvet arkası bölgesinde görev yapmasına karşın verimli olamadı ve İtalyan kulübü opsiyonu kullanmamayı tercih etti.

Porto'nun da yeni sezonda düşünmediği yetenekli oyuncu için Bursaspor doğru zamanda hamle yaptığı ve ederinin çok altına, bonservisinin tamamı için 2.5 milyon avro gibi makul bir ücrete transfer etti. Porto'nun sadece 3 yıl önce serbest kalma maddesine 30 milyon avro yazdığı bu oyuncuyu yeşil-beyazlı formayla izlemek ilginç bir deneyim olacak.

Bursaspor'da Belluschi

Bursaspor, 4-2-3-1 düzeniyle oynuyor ve forvet arkasında hakkı tam verilmese de ligin en iyi forvet arkası oyuncularından Pablo Batalla'ya sahip. Oturmuş bir sistem içinde görev tanımı belli olan Batalla'nın dışa kaymasının zor olduğunu düşünürsek Fernando Belluschi'nin formasyonuyla birlikte onun için en uygun pozisyon üçlünün sağı gibi gözüküyor. Solda arka direk koşuları ve başarılı ortalarıyla hem zaman zaman sürpriz goller atabilen, hem de doğrudan asist katkısı verebilen bir Ozan İpek varken hızından çok tekniği ve oyun görüşüyle iş yapan bir Belluschi üçlünün iyi bir tamamlayıcısı olabilir.

Öte yandan Bursa'da beklenti Alfred N'Diaye'nin yanına bir türlü bulunamayan ikinci merkez orta saha oyuncusu olarak Arjantinlinin kullanılması fikri. Kariyerinde hiçbir zaman birincil görev olarak merkez orta saha oynamayan Belluschi için 4-2-3-1 gibi doğrudan merkez sorumlulukları isteyen bölgede, üstelik Türkiye gibi sert ve saha zeminlerinin kötü olduğu bir ligde bu işe soyunmak büyük bir sürpriz olur. Bu değişim şokunu kaldıramayabilir. Daha ofansif görevlerle sağ kanatta görev yapması onun için daha uygun olacağa benziyor. Buna karşın saha görüşü ve paslarının bir oyun kurucu olmaya elverişli olabileceği notunu da düşmek gerekiyor fakat bu görevi Batalla'nın bulunduğu bir takımda 10 numara pozisyonunda yapması mümkün gözükmüyorken onu bambaşka defansif sorumlulukların beklediği merkez orta saha onun Türkiye kariyerini zora sokabilir.