Geçen hafta oynadığımız Gaziantepspor maçında daha önce tribünde hiç yaşamadığımız bir olayla karşılaştık.İnsanların emeklerinin nasıl hiçe sayıldığını, prosedür adı altında nasıl “emek hırsızlığı” yapıldığını sizlerle paylaşmak istedik.

Bilindiği üzere Bursa’da pankartlar maçtan birgün önce asılır.Biz de yıllardır yaptığımız gibi yine maçtan birgün önce pankartlarımızı astık.Fakat maç günü tribüne geldiğimizde gecemizi gündüzümüze katarak yaptığımız pankartlardan birinin olmadığını farkettik.Olayı biraz araştırınca “kirli futbolun ULUDAĞ’ı” pankartının ,maçın gözlemcisi (hakem Cüneyt Çakır’ın babası) Serdar Çakır tarafından alındığını öğrendik.Fakat gerek spor büro, gerek stad içi güvenliği sağlamakla görevli olan firmayla görüşmemize rağmen pankartın akibetini öğrenemedik. Öncelikle bu olayı yada bu sorunu çözemeyen emniyet yetkilileri ve özel güvenlik şirketi elemanlarına gerçekten gülüyoruz.
Maçın gözlemcisine gelince; kendisi ve taraftarı olduğu takım “emek hırsızlığına” o kadar alışmış olmalı ki bir çok arkadaşımızın, kardeşimizin emeği olan pankartı almakta ve muhtemelen evine götürmekte sakınca görmemiş.

Sadece bir pankartı hazmedemeyen ve el koyma cesaretini kendisinde bulan gözlemcinin ‘abartılı bir şekilde faturası kesilen’ cezaya sebep olabilecek olayı raporuna nasıl yansıttığını varın siz düşünün.

Kendisine sesleniyoruz.
Utanma; o pankartı evinin duvarına as ve yanına oğlunu da alarak kameralara (tetikçiliğini yaptığınız ve cezalandırmaktan korktuğunuz kişilere) karşı gülümse. Bu şehir var olduğu sürece, sizin gibi zihniyetleri rahatsız etmeye devam edecektir.