Kulübede sanki İrfan Buz değil de Jürgen Klopp, sahada da Bursaspor tarihine kara leke olarak geçen Daum skandal takımı değil de Avrupa kupalarını haftalar önce hak etmiş bir takım vardı.
(İrfan hocanın heyecanı gol sevinci ve kulübedeki duruşu başarılı çalıştırıcıyı hatırlattı)
Bursaspor'da ilk yarıda yenilen 2 gol dışında hiçbir eleştirel yön yok. Hata yok mu elbet var ama haftalardır mücadeleden bile bir haber takımın bu hali her şeyin önüne geçer. Burada parantez açmak gereken iki konu Sestak'ın müthiş konsantrasyon sorunu ve Civelli'nin sorumsuzca tavırları. En azından kupa maçları için bir daha tekrarlanmaması en büyük umudumuz.
Evet Bursaspor soyunma odasına mağlup gitmişti ama sahaya ikinci yarı için büyük bir umut bırakmıştı.
Yeşil Beyazlılar ikinci yarı için sahaya döndüklerinde verdikleri mesajın ne kadar da haklı olduğunu gösterdiler. Aslında yönetime de mesaj gönderdiler 'haftalardır bizi mahkum ettiğiniz antrenörün oyun karakterimize ne yaptığını görün' dediler.
Volkan önderliğinde sahaya hakimiyet kuran Bursaspor hızlı kanat organizasyonlarıyla defansta sürekli eksik kalan sarı kırmızılılara sahayı dar ettiler.
Atak oynamak isteyen bir Bursaspor'un rakip tanımayacağını gösterdiler. Anlayacağınız Alman gidince futbolu hatırladılar. Final için kapıyı araladılar.
(Bu arada yeni teknik direktörümüz İrfan Buz oldu. İrfan hocanın heyecanı duruşu Bursaspor'a bakışı umut verici var olsun. Fakat yönetimin hocayı takımın başına getiriş şekli tam bir skandal... Buradan çıkan mesaj Bursaspor'u artık futbolcular yönetiyor. Yani Bursaspor Özlüce Çiftliklerine hoş geldiniz...)