25 Mart 2010 | 19:47
43673 okunma
Bizler Teksaslılar ve tüm Bursaspor taraftarları stadyum ile ilgili olarak, olduğu söylenen ama bir türlü somutlaşamayan gelişmeleri yıllardır takip ediyoruz. Yeri geldiğinde verilen sözlerle umutlanıp sevindik, yeri geldiğinde ise gelen haberlere ve yaşanan gelişmelerle üzüldük.
Ama bu seferki yenilir yutulur cinsten değil.Resmen uyutulduk!
Yerel seçim döneminde, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan ve şimdinin başkanı Recep Altepe'nin, stadyumun yerinde yeniden yapılacağı konusundaki vaatleri hepimizce takdir görmüş ve Altepe bu yolla oylarının üstüne fazlasıyla bir oy daha eklemişti. Ancak, zaten siyasi arenamızın en iyi uyguladığı politika olan ''sözden dönme ve bahane türetme'' politikası bu alanda da her alanda olduğu gibi bizleri buldu. Şimdilerde görüyoruz ki, verilen sözler unutulmuş, stadyumun yerinde yapılması kararı bozulmuş ve Bursaspor camiası Veledrom dayatmasıyla karşı karşıya bırakılmaya çalışılıyor.
''Gerçek Bursasporlu'' sloganlarıyla başkan koltuğuna oturan, seçim vaatlerinde ''yerinde yapılacak bir stadyum'' konusunu ana propaganda unsurlarından birisi belleyen bir kişinin ağzından böyle bir haberi almak bizlere her şeyden önce üzüntü verdi.
Başbakan Erdoğan'ın Bursa'da verdiği stadyumun taşınması ile ilgili demeç sebebiyle stadyumumuzda verilen tepki üzerine tribünlerde estirilen gözaltı rüzgarının ardından zaten bu tür bir gelişmenin olması bizleri şaşırtmayacaktı, ki şaşırtmadı. Tribünlerde ve camiada buna tepki verecek potansiyelde olan kişi ve gruplara karşı yapılan bu sindirme gözaltılarının ardından sandılar ki bizler buna tepki vermeyeceğiz ve sinenler gibi sineceğiz.
Bir şeyi unuttular, yani Bursaspor taraftarının bu şehrin en büyük sivil toplum yapılanması olduğunu ve sesinin takımının menfaatine karşı yapılacak her türlü girişime karşı en gür biçimde çıkacağını göz ardı ettiler.
Ve ne gariptir ki, takım elbiseleri içinde kendisini çok akıllı zanneden bazı yerel yöneticiler stadyumun taşınmasına gerekçe olarak gösterdikleri ulaşım sıkıntısı, mevcut bölgenin kapasiteyi kaldıramayacak oluşu gibi bahanelere bizlerin inanacağımızı zannettiler. Gerçek sebebin, her alanda yürütülen peşkeş ve rant politikasının, stadyumun kentin merkezi bir bölgesinde oluşu ve bu bölgede de bu politikanın uygulanmak istenmesi olduğunu bizlerin göremeyeceğimizi ve görsek de buna sesimizi çıkaramayacağımızı sandılar.
Ama dediğimiz gibi, YANILDILAR!
Sesimiz bundan sonra daha gür çıkacak. Ne takımımızın menfaatlerinin, ne klüp ve de taraftar bazındaki anılarımızın ne de stadyumumuzun isminin ranta ve siyasi politikalara peşkeş edilmesine seyirci kalmayacağız.
Bir kez daha uyumayacağız! Uyutamayacaklar, sindiremeyecekler.
Tüm Bursaspor taraftarlarına çağrıda bulunuyoruz;
Gelin bir olalım, onbinler olalım! Stadyumumuza ve tarihimize sahip çıkalım!
herkeze geçmiş olsun . Biz Bursa sporun başarısıyla sevinirken işleri rayına uyduracaklar artık stadımızda içten pazarlıklı idareci istemiyoruz. Gitsinler kazanılacak rantlara sevinsinler. Hakkım helal olmasın
rahmet haşim işcan Bursa’da 1945-1950 yılları arasında Bursa valisi. O zamanlar vali aynı zamanda belediye reisi. O dönemde altıparmak caddesinin 50 metre genişliğinde olmasını istemiş. Encümen üyeleri bizim reis kafayı yedi bu kadar geniş yola uçak mı indirecek demiş. Bir akşam rakı sofrasında karar defterini getirip caddenin şimdiki genişliğinde olmasına karar vermişler yani 25 metre.
buraya yazılan yorumlarda ilerisini düşünen yorum sayısı oldukça az. Son 30 yılda Bursa nüfüsu 5 kat artmış stad kapasitesi ise 30 yılda %50 artmış. Tamam stadın manevi değerine kimse laf söyletmez. Mevcut stadı yıkmaya da kimsenin gücü yetmez. Zaten bu stadın mülkiyeti kulübün değil. Türkiyedeki hiçbir stadın mülkiyeti de kulüplerin değil. Hepsi kulüplere kiralanıyor. Hepsinin mülkiyeti devletin. Genelde mülkiyet gençlik ve spor genel müdürlüğüne, beden terbiyesine ait. Mevcut stadın betonarme ömrü doldu dolacak. Ankara 19 mayıs stadının betonarme ömrü doldu. Asaş stadına gittiler ama bir sürü nedenle federasyona başvurup 19 mayıs stadında oynamak için izin aldılar. Bizim mevcut stadın betonarme ömrü dolduğunda ne olacak. Nereye gideceğiz. Bu bir gerçek ve fizik kuralı. Kimse eski stadı yıkıp otel yapacağız demiyor. Beden terbiyesi de ne güzel yer göstermiş. 33 yıldır stadımızda çok anımız var, manevi değeri yüksek, maçtan sonra altıparmak, heykel istikametinde trafiği kapatıp eğlenmek te güzel. Ama 20 yıl sonra çocuklarımız, torunlarımız bu kentin keşmekeşini beğenmezse ne olacak. Yeni bir stada ihtiyacımız olduğunu herkes kabul ediyor. Eski stadı da kimse yıkmayacak, yıkamaz. Anıtlar kurulu da bu konuda çok ketundur. Kaldı ki yeni stadın yapımı en az 3 yıl sürer. Yeni bir stad yapmak kolay iş değil. Hele 2016 avrupa şampiyonasını ülkemize vermezlerse ki büyük ihtimal vermeyecekler o zaman bu stad yapımı belediyenin elinde 3 yıl değil 6 yılda da bitmez. (bakınız g. Sarayın seyrantepe projesi. )bu süre içinde maçlar eski stadda olacağına göre daha da yaşlanan stadımızı kimse yıkamaz. Stad bitince de kış aylarında hizmete devam eder. Kış aylarında gelen taraftar ortalamasını stada gelen herkes biliyor.
şampiyonluğa giderken çok talihsiz bir dönemde ortaya çıkan bu tablo keşke 40 gün sonra gündeme gelseydi. Şimdi taraftar ikiye bölünmüş durumda. En büyük zafiyet içten bölünmedir. Tek temennim manisa, denizli maçlarındaki gibi tek ses, tek yürek olduğumuz tablonun tekrar yaşatılabilmesidir. İçimizde her konuda en hararetli şekilde tartışsak da bunlar hiçbir zaman stada taşınmamalı ve en azından şu 40 gün takıma tam destek verilmeli