18 Nisan 2012 | 17:07
23552 okunma
Bursaspor Taraftarlar Birliği olarak, 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası'nın uygulanılırlığı ve İstanbul basınının taraflı tutumuna ilişkin bir basın açıklaması yapılmıştır. Açıklama şu şekildedir;
Basın ve kamuoyuna;
Bugün bu açıklamayı, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da, İnönü Stadyumu’nda yaşanan olaylar ve ardından gelişen süreç nedeniyle yapma gereği duyduk. Aslında konu her ne kadar ilgili Beşiktaş-Galatasaray karşılaşmasından hareketle gündemimize girmiş olsa da, genel bir uygulamaya ve çifte standarda ilişkindir.
Bilindiği gibi, mevzubahis karşılaşmanın son dakikalarında Beşiktaş taraftarının sahaya girmesi ve hakem Hüseyin Göçek ile Galatasaraylı bir futbolcuya saldırma teşebbüsünde bulunulmasıyla hat safhaya ulaşan olaylar yaşanmıştır. Bu olaylardan hareketle, 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası’nın en ağır şekliyle uygulandığı Bursaspor tribünlerinin mensupları olarak konuyu dikkatle takip ettik. Ve gelinen noktada sorma gereği duyduğumuz birkaç sorumuz var.
Hatırlanacağı üzere, 7 Mayıs 2011 günü Bursa’da Beşiktaş maçı öncesinde yaşanan olaylar sebebiyle 53 renktaşımız cezaevine girmiş, birçok taraftarımız 4 ay süresince bu sebepten ötürü cezaevinde kalmış ve süreçte ifadesine başvurulan birçok arkadaşımız şu an için ceza kalksa da müsabakalardan men cezası almıştır.
Peki ya bahsi geçen Beşiktaş-Galatasaray karşılaşmasında olayların içerisinde yer alan kişilere ne gibi yaptırımlar uygulanmıştır? Bunu sormak en doğal hakkımızdır. Çünkü gerek geçtiğimiz aylarda şike soruşturması sürecine ilişkin olarak bir yürüyüşte Fenerbahçeli taraftarlar ile güvenlik güçleri arasında yaşanan olaylar, gerek Çağlayan Adliyesi önünde geçtiğimiz haftalarda yaşanan olaylar, gerekse Trabzon’da geçtiğimiz günlerde yaşanan olaylarda, Bursa’da en ufak bir olayda dahi en sert biçimde uygulanan 6222 sayılı yasanın nasıl uygulandığını bilmiyoruz. Bu sorularımıza verilecek yanıt, yasanın uygulanılırlığının şehirlere ve camialara göre değişip değişmediği sorusuna da yanıt olacaktır.
Öte yandan, yine bahsi geçen karşılaşma sonrasında ana akım medyanın büyük bölümünün olayların üstünü örtme çabalarını, olayların ‘yokmuş gibi’ lanse edilmesini, olayların masumane ve haklı gösterilmeye çalışılmasını, olaylar içerisinde yer alanların “İyi çocuk” ilan edilmesini tüm Türkiye izlemiştir. Bu, “İstanbul yerel basınının” ilk vukuatı ve taraflı tutumu olmadığı gibi son vukuatı ve taraflı tutumu da olmayacaktır. Çünkü para hırsı ve çıkar ilişkilerinin ana akım spor medyasının bir kısmını getirdiği nokta ne yazık ki büyük ölçüde budur. Ancak 7 Mayıs 2011 günü yaşanan olayları tekrar tekrar göstererek tartışan ve İnönü’de yaşanan olayların ardından kısa cümlelerle olayları geçiştiren yayıncı kuruluş başta olmak üzere hiçbir kişi, kurum ve kuruluş, Bursaspor camiasının Anadolu’nun en güçlü sesi olarak bu kayırmacılık üzerine kurulu çarka çomak sokabileceğini unutmasın. Decoderleri iptal etmemizi istiyorsanız, onu yapacağız. Çünkü bize başka bir çare bırakılmamıştır.
Bu bir BOYKOT çağrısıdır!
Tüm renktaşlarımızı LigTV üyeliklerini iptal etmeye ve decoderlerini iade etmeye davet ediyoruz.
Bu BOYKOT çağrımıza tüm renktaşlarımızın kulak asacağını biliyor, yaşanan eşitsizlikler karşısında susmama erginliğindeki tüm Anadolu kulübü taraftarlarına da aynı çağrıda bulunuyoruz.
Bursaspor Taraftarlar Birliği
karşilikli anti bizans kareografısi iyi gider ;)